Televizyon dünyasında çok az yapım vardır ki hem biçimsel açıdan böylesinecesur, hem de içerik olarak bu denli derinlikli olsun. Genndy Tartakovsky’ninimzasını taşıyan Primal, animasyonun sınırlarını zorlayan, klasik anlatıkalıplarını reddeden ve seyircisini ilkel duygularıyla yüzleştiren bir başyapıt. Sessizliğin Büyüsü Primal, neredeyse hiç diyaloğa yer vermemesiyle öne çıkar. Bu tercih, başlıbaşına büyük […]
Televizyon dünyasında çok az yapım vardır ki hem biçimsel açıdan böylesinecesur, hem de içerik olarak bu denli derinlikli olsun. Genndy Tartakovsky’ninimzasını taşıyan Primal, animasyonun sınırlarını zorlayan, klasik anlatıkalıplarını reddeden ve seyircisini ilkel duygularıyla yüzleştiren bir başyapıt. Sessizliğin Büyüsü Primal, neredeyse hiç diyaloğa yer vermemesiyle öne çıkar. Bu tercih, başlıbaşına büyük […]
İnsanlık tarihine bakınca hep aynı soruyla karşılaşırız: “Ya öyle olmasaydı?” Bu soru, ilk çitini diken köylünün aklından da geçmiş olabilir; ilk defterini yazan rahibin de; ilk kez gökyüzüne teleskop çeviren bilgenin de. Çünkü tarih, bir anlamda gerçekleşmiş ihtimallerin toplamı, diğer tüm ihtimallerin ise gölgede kalmış ihtişamıdır. İşte For All Mankind, […]
Zeki Demirkubuz’un Kader filmi benim için sadece bir aşk hikâyesi değil, aynı zamanda çaresizliğin ve takıntının ne kadar yıkıcı olabileceğini gösteren bir deneyimdi. Filmi izlerken Bekir’in Uğur’a olan bağlılığını bir aşk olarak mı yoksa bir tür bağımlılık olarak mı görmem gerektiğine karar veremedim. Bu kararsızlık zaten filmin en güçlü yanıydı; […]